20. yüzyılın başından itibaren kalça protez ameliyatları çeşitli teknik ve materyaller kullanılarak yapılmaya başlamıştır. İlk dönemlerde çok uygun olmayan materyaller kullanılmış ve yeterli başarı elde edilememiştir. Kullanılan materyaller geliştikçe kalça protez ameliyatlarının başarısı da artmıştır. Austin Moore ilk kez paslanmaz çeliği kullanarak iyi sonuçlar elde etmiş, fakat asıl büyük atılım 1960’lı yıllarda John Charnley’nin paslanmaz çelik başlarla sert dayanıklı polietilen yüzeyleri eşleştirmesi ve uyluk kemiğine protez sapını sabitlemek için kemik çimentolarını kullanmaya başlaması ile olmuştur.
Günümüzde ortopedik cerrahide çok yaygın olarak kullanılan kalça protezi ameliyatları yüksek hasta memnuniyeti ve ve hastada uzun süreli dayanımı ile çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Kalça protezleri son yüzyılın en başarılı ameliyatları olarak cerrahi tarihinde kendine önemli bir yer edinmiştir.
Malzeme teknoljisindeki gelişmeler ile artık çok daha uzun süre çalışabilen yüzeylere geçilmiş, seramik başlar ve aşınmaya dayanıklı yeni nesil polietilen yuvalar daha sık kullanılmaya başlamıştır. Günümüzde uyluk kemiğine protez sapının tespitini sağlayan kemik çimentosu yerine özel yüzey kaplaması ile kemiğe kaynayan yuva ve sap parçaları daha yoğun kullanılmaktadır.
Kalça protezleri doğuştan gelen kalça çıkığı veya yuva yetmezliğine bağlı sorunlarda, kalça eklemini harap eden romatizmal ve dejeneratif hastalıklarda, kalça yuvası veya baş boyun kırıkları sonrası eklem aşınmalarında ve son olarak ta kalça ekleminin kemiğini etkileyen tümör ve kitlelerin tedavisinde kullanılmaktadır. Birçok farklı teknikle yapılabildiği gibi, çok farklı yapı ve uzunlukta geliştirilmiş protezler kullanılmaktadır. Herbirinin kendine özgü gereklilikleri ve uygulama teknikleri vardır. İyi planlanmış ve uygun malzeme ile iyi yerleştirilmiş bir kalça protezi 25-30 yıla kadar sorunsuz çalışabilmektedir. Yine de bu ameliyatlar çoğunlukla ileri yaşta yapılmakta, önemli bir gerekçe yoksa erken yaşta tercih edilmemektedir. Kalça çıkığı, tümörler veya kırık sekellerinde erken yaşta yapılması söz konusu olabilir.
Bir önemli gelişme de protez ameliyatlarında robot kullanımıdır. Maalesef robot denince hastalarımız ameliyatı robotun yaptığını düşünmektedir; fakat bu hem mümkün değil hem de doğru değildir. Cerrahi robotların bu ameliyatlara katkısı ancak cerrah tarafından uygun yaklaşım yapılıp, tüm kemik yapının ortaya konulması sonrası yapılacak kemik kesilerinin cerrahın yaptığı plana birebir uyumlu olması aşamasında olmaktadır. Robot, kemik kesilerinin sonrasında protez parçalarının birbirleri ile tam uyum ve hareket açıklığında, üç boyutlu planda, bir derecenin bile altında hata payına izin vererek yerleştirilmesine katkıda bulunur.
Günümüzde kalça protez ameliyatları sonrası hastalarımız hemen ayağa kaldırılmakta ve hemen tam yük verilmektedir, yine de iyileşme sürecinde birkaç hafta kadar yürüteç veya koltuk değneğinden destek alınır. Hemen tam yükle yürüse de hastalarımıza bir egzersiz programı başlanmakta, fakat kalça eklemini belli pozisyonlara getirmemesi ve bazı hareketleri yapmaması önerilmektedir. Bu kısıtlamalar ilk birkaç ay kalça çevresi yumuşak dokular iyileşene kadar protezin yerinden çıkmaması için gereklidir. Hasta memnuniyeti ve fonksiyonel sonuçlar açısından çok başarılı ameliyatlar olan kalça protezi ameliyatları yoğun olarak yapılmakta, ortalama 2-3 gün yatış gerektirmektedir.